3 Eylül 2010 Cuma

Mutsuzum

Mutsuzum,kör bir karanlığın içine bırakılmış kalplerimiz.Bu kör karanlığın içinde umutsuzca çırpınırken gerçeklere ulaşmak için,hayasızca karartıyorlar ekranları.

Devlet içindeki çeteleri,devlet içinde başka odaklara "hizmet eden" çetelerin servis ettiği ses ve görüntü kayıtlarıyla ETÖ diye üstüne bastıra bastıra haber yapanların,aralarında kendi yandaşlarının da içinde olduğu KPSS ÖRGÜTÜ ile ilgili haber yapmamaları nasıl bir imansızlık örneğidir?

Her kurumda çürük elmalar olur tezinden hareketle kendilerini savunurken,Genelkurmayı hedef tahtasına oturtup Türk ordusunu erinden orgeneraline kadar aşağılamak ne kadar da kolaydı oysa.

Mutsuzum,kardeş bilip kucak açtıklarınızın size sarılırken elindeki hançeri sırtınıza saplayıp, yüzündeki o "nurani" gülümsemeyle herşey demokrasi için demesi karşısında nutkunuzun tutulmasından başka hiç birşey yapamazken.

Mutsuzum.
Annemi kaybetmiş gibi,abim,kardeşim beni yarı yolda bırakmış gibi,baba ocağından ayrılmış gibi mutsuzum.

Başkalarının mutluluğu pahasına mutsuz edilen yüzbinlerin haklarını çiğnerken, "imkan olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda ’Evet’ oyu kullandırmak" gerektiğini beyan etmek,bunun için insanlara telkinde bulunmak, baskı yapmak,hatta evet vermezseniz böyle şöyle olur diye korku imparatorluğu kurmanın ve tüm bunları "demokrasi adına" yapmanın utancını taşımakla, 12 Eylül Diyarbakır cezaevinde yapılanların utancını taşımak arasında fazla bir fark olmasa gerek?

Artık demokrasi yok,referandum yok,üstünlerin hukuku;hukukun üstünlüğü zaten yok,bitaraf olmak yok,bertaraf olmak yok.

Sadece vicdanım var ve o vicdan hayır diyor,bu kadar ırzına geçilmişken bütün firavunları putlarını yıkmak için hayır...

"Firavun İmanı"na hayır.

"Firavun Demokrasisi" ne hayır.

Mutsuzum.

İhanete uğramış gibi,çok özlemene ve sevmene rağmen bir daha kavuşamayacak gibi mutsuzum.

Sırtımızda bu ihanet,içimizde gerçekten hukukun,demokrasinin,eşitliğin,kardeşliğin özlemiyle aynen onların yaptığı gibi suçlayarak ilk ve son kez soruyorum:

Mutsuzluğunuz pahasına oturduğunuz,imanınızın bile 3 kuruşa satılığa çıkarıldığı o sözde demokrasinin nikah masasından "Evet" diyerek kalkacak kadar vicdansız mısınız?

Hiç yorum yok: