3 Aralık 2010 Cuma

Demokrasi=Dolma Bahçe

Kızmayın artık bana.

Artık susuyorum çünkü,sessizce çekiliyorum kenara.İnatla susacağım,cahilce,aptalca,salakça susacağım.Suskunluğumdan tanıyacaksın beni.Bir bahar cıvıltısında neşeyle seslenirken sana,bir kampüs coşkusundayken hayatım,jandarma postalı,polis copuyla yarılan kaşım,dağılan yüzümden hatırlayacaksın beni.

Neden sustuğumu soracaksın bana,en cahil susuşlarımı hatırlatırcasına cahilce soracaksın.Sana çözümler sunarken beni hafife alan dudaklarındaki o belirsiz gülücüğü hatırlayacağım.Babacan tavırlarla "daha çok yolun var evlat" diyen kaşarlanmışlığına bakıp,yüzünün hatlarından ihalelerle büyüttüğün göbeğine doğru kayacak gözlerim.

Yürümem gereken yolun senin yürüdüğün yol olmayacağını bile bile susacağım.Toyluk akan duruşuma bakıp aldanacak,konuştukça konuşacaksın.Senin gibilerini çok gördük diyeceksin,"bir defa girin içeri görürsünüz demokrasiyi" deyip kahkalarınızı çorbacı arkadaşlarınızla patlatacaksınız.Aynen postallarınızla yüzümü coplarınızı beynimi hizzaya sokmaya çalıştığı zamanlar gibi patlatacaksınız arsızca.

Saltanat simgelerinde film pardon bilim adamlarını toplayıp demokrasi dersi verirken,daha iyi bir ülkeyi hakeden bizleri,sizin "iyi çocuklar" susturacaklar.

Susacağım artık.Köye bile üniversite kurmayı marifet bilen bir zihniyete karşı entellektüel bir duruş sergileme çabası gösteren en parlak beyinleri sincandaki tanklar gibi ezen bu neoliberal faşizme karşı susacağım.

Sessizliğimden tanıyacaksın beni.Bağırdıkça susturduğunu,biz sustukça sindirdiğini düşüneceksin.Sonra dün tankla ezilenleri,bugün copla ezecek ve "biz daha zararsız dövüyoruz", "bakın sizi asker amcalardan kurtadık" diye kandırmaya çalışacaksın.

Ben yine susacağım tüm naifliğimle.Kimliksiz kalacağım,vatansız,topraksız,ailesiz,sevgisiz.Demokrasi çiçeğini suskunluğumla sulayacağım.Korkacaksın sessizliğimden suskunluğumdan.Öfkemle cümlelerim ağırlaşacak,copla ezemediğin cümleleri,fikirleri parayla satın aldığın "beyefendiler"le susturacaksın.

Deli diyecekler bana,faşist diyecekler,darbeci diyecekler,uydurma tanıklar,uydurma belgeler,bir kaç kitapla sizin cici çocukların bahsettiği o "içeriye" sokacaklar.Yıldız'daki Abdülhamit'e her türlü etiketi yapıştıran beceriksiz ittihatçıları düşüneceğim ve 100 yıl sonra Dolmabahçe'de masaların etrafında toplanmış beyefendiler gelecek aklıma.

Saraylardan cumhuriyet yönetilmez deyip,dedemin bana verdiği o adın,Ömer'in hakkı için, O'nun gibi fırat kenarında kurdun aşırdığı kuzunun hesabını hep soracağım,sorgulayacağım.

Dolma bahçeler üzerine inşa edilen küflü saraylara kurulup,memlekete demokrasi getiriyorum diyenlere inat ve üstelik bu kadar susmuşken -hazretleri selam vermeyi de çok görmezlerse- dolmabahçedeki o yürekli kuzulara yürekten bir selam söyleyeceğim.

Hiç yorum yok: