15 Haziran 2011 Çarşamba

Gölgelerin Gücü Adına

Dün evimizin bir ferdi gibi her gün o televizyondan bu televizyona gezen siyasetçiler bugün seçim sonrası eski hallerine döndüler. Biz de gene evimizde modası geçen parkelerimize taktık, perdelerimizin sezonun trendine uymaması uykumuz kaçırdı, arabamızın hayallerimizdeki yerine almasına 2 model kala daha çok mesai harcamaya başladık.

Hayatı çizgi film gibi sandığımız günler ise çok uzaklarda kaldı. Gücün ışın kılıçlarından gelmediğini öğrendik. Fakat gücün nasıl birşey olduğunu zamanla kavradık. Büyümek istedik biran önce güçlü olmak için. Sevgilinize karşı güç kazanmak, diğer çalışanlara karşı güç kazanmak, komşumuza karşı güç kazanmak... Hep güçlü olmak istedik.

Auerbach, “Kötünün Zaferi” isimli denemesinde,Pascal'dan alıntıladığı giriş bölümünde adalet ve güç hakkında şöyle der:

Adil olmanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir.


Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç,adalete karşı çıkıp kendisinin adil olmadığını söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık."


İş hayatına başlamadan önce çok çalışarak güzel yerlere gelebileceğime inancım yüksek iken bazen hayallerimin yıkıldığı da oluyor tekrar yeşerdiği de.İş hayatında önemli olan GÜÇtür. Güçlü olmak lazım başarılı olmak için. Gerisi boş. Kılıçlarınız kuşanın hayata karşı çünkü savaş her geçen gün daha da şiddetleniyor.

Hiç yorum yok: