25 Nisan 2012 Çarşamba

Bırakın İçinizdeki Balonları...


‎''Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız... Hepimiz heba oluyoruz... Bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş... Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz... Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz... Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız... Bir amacımız yok; ne büyük savaş ne de büyük bir buhran yaşadık... Bizim savaşımız ruhani savaş... Ve bunalımımız kendi hayatlarımız...

"Chuck Palahniuk"


Yukarıda ki sözü okuduğumda beni çok etkiledi. Etrafımıza baktığımda herkes de bir mutsuzluk bezginlik. Şükretmeyi unuttuk. Elimizdekilerin kıymetini bilmiyoruz. En önemlisi sadece kendimiz için yaşamayı unuttuk.Şu Çılgın Türkler'i okuyorum da biz yaşadığımız anın kıymetini gerçekten bilmiyoruz.


Havalar ısındı buralarda, kuşların cıvıltıları var şu an kulaklarımda. Bırakın hayat zaten akıp gidiyor. Belki kötü bir şey gibi gelebilir size ama biraz bencilleşmeyi öğrenin. O zaman sadece kendinizin mutluluğunu düşünüp mutlu olmayı öğrenebiliriz. Ve  hayattan tat almayı öğrenelim artık. 


Og Mandino'nun ''Dünyadaki En Büyük Satıcı'' iş kitabı olmasına rağmen kişisel gelişim olarak da insana faydası bulunan bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim. Bir hedefe ulaşmak için bazı bedeller ödememiz gerektiğini bize çok güzel gösteriyor. Adından da anlaşılacağı gibi en büyük olamamız için içimizde bekleyen bir kıvılcım var. Çabalarsanız o kıvılcımı büyüte bilirsiniz. Hikaye şekilde ve küçük bir kitap. Tam baş ucu kitabı. Kitaba belki Hıncal Uluç'un 9 numaralı parşömen tarzı yazılarından hatırlayabilirsiniz. 

1. İlke: Bu gün yeni bir hayata başlayacağım.

Başarısızlık, ne olursa olsun, insanın hayattaki amaçlarına ulaşamamasıdır. Gerçekte başarısız olanlar ile başarılı olanlar arasındaki tek fark alışkanlıklarının farklı olmasıdır. Her türlü başarının anahtarı alışkanlıktır. Kötü alışkanlıklar, başarısızlığa açılan kilitsiz bir kapıdır. Bu gün yeni bir hayata başlayacağım, güzel alışkanlıklar edineceğim ve onların kölesi olacağım. Eylemlerimi iştah, tutku, önyargı, açgözlülük, sevgi, korku, çevre alışkanlık yönlendiriyor. Bu hükümdarların en zorbası ise alışkanlıktır. O zaman iyi alışkanlıkların kölesi olmalıyım.

Her gün zihnimde tekrar edeceğim. Her gün bunları tekrar edersem, bunlar benim aktif düşüncemin bir parçası haline gelecektir. Her eylem tekrarla kolaylaşır. Bu şekilde yeni ve iyi bir alışkanlık doğar. Eğer bir davranış sürekli tekrarla kolaylaşırsa bir zevk haline gelir. Bunu sık sık tekrarlarsam, bir alışkanlık haline gelecektir.

2. İlke: Güç bir kalkanı delebilir. Ama insanların kalbini yalnızca sevginin görünmez gücü açabilir. Düşmanlarımı öveceğim ve onlar dostlarım olacak; dostlarımı yüreklendireceğim ve onlar kardeşlerim olacak. Her zaman övgü nedenlerini araştıracağım. Hiçbir zaman dedikodu, karalama yapmayacağım.

3. İlke: Başarana kadar sebat edeceğim. Sebatla tekrar edilen küçük çabalar, her girişimi tamamlayabilir. Nefes aldığım sürece ısrar edeceğim.

4. İlke: Ben kâinatın en büyük mucizesiyim. Başkalarını taklit etmek için boş çabalarda artık bulunmayacağım. Tersine eşsizliğimi pazaryerinde ortaya koyacağım. Zaman akmaya başladığından bu yana aklımın, kalbimin, gözlerimin, kulaklarımın, saçlarımın bir başka eşi yoktur. Daha önce benim gibi bir başka kişi doğmadı.

5. İlke: Bugünü, son günümmüş gibi yaşayacağım. Bana bahşedilen bu son değerli günde ne yapmalıyım? Dünü unuturken, yarını da düşünmeyeceğim. Şimdi’yi niçin belki’ye feda edeyim? Bugünün yolunda yürürken yarının işlerini yapabilir miyim? Sahip olduğum her şey bugündür ve bu saatler şu an sonsuzdur. Yalnızca bir hayatım var ve hayat bir zaman ölçüsünden başka bir şey değildir. Eğer birini harcarsam, ötekini yok etmiş olurum.

6. İlke: Bugün duygularımın efendisi olacağım. Daima akıl, duyguların önünde olacak, duygulara hakim olacak. Duygular aklın kontrolünde olacak.

Eğer ruh halim uygun değilse, o günüm başarısız olacaktır. Eğer müşterilerime neşe, heves, aydınlık götürürsem, onlar da neşe, heves, aydınlık ve gülümsemeyle davranırlar. Düşüncelerin davranışlarına hükmetmesine izin veren zayıftır; davranışların düşüncelerini denetlemesini sağlayan ise güçlüdür. Kendimi önemsiz görüyorsam, hedeflerimi düşüneceğim. Kendime aşırı güveniyorsam başarısızlıklarımı anımsayacağım.

7. İlke: Dünyaya güleceğim. Kendisini çok ciddiye alan bir insan kadar gülünç bir şey yoktur. Ne zaman keyfim kaçacak olsa, alışkanlık haline gelinceye kadar bunu tekrar edeceğim. “Bu da geçer.” Çünkü dünyevi olan her şey gelip geçicidir. Yüreğim daraldığı zaman, bunun da geçeceğini düşünerek teselli olacağım. Eğer her şey geçici ise, niçin bu gün için endişe duyayım ki? Mutlu olmak için gayret göstermeyeceğim, bunun yerine kederli olmayacak kadar meşgul olacağım. Her gün, yalnızca gülerek başkalarını güldürdüğüm zaman, zafer olacaktır.

8. İlke: Bu gün değerimi yüze katlayacağım. Günle, haftayla, ayla, yılla ve hayatımla ilgili hedefler koyacağım. Hedefler koyarken geçmişteki en iyi icraatımı dikkate alacak ve bunu yüzle çarpacağım.

9. İlke: Düşlerim değersiz, planlarım yanıltıcı, hedeflerim imkansızdır. Eylem ile tamamlanmadıkça, tümünün hiçbir değeri yoktur. Başarımı besleyecek ve sulayacak olan şey, eylemdir. Şimdi harekete geçeceğim. Başarı beklemez. Eğer ertelersem, başkasıyla nişanlanır ve onu ebediyen kaybederim.

10. İlke: Büyük bir felaket ya da keder anında Allah’ına sığınmayacak kadar imanı zayıf olan var mıdır? Haykırışlarımız bir çeşit dua değil midir? Aradığım yol gösterme gerçekleşebilir ya da gerçekleşmeyebilir. Ama her ikisi de bir cevap değil midir? Bir çocuk babasından ekmek ister ve ekmek yoksa baba çocuğa cevap vermiş sayılmaz mı?”



Yukarıdaki ilkeler aslında hepimizin bildiği ama uygulayamadığı şeyler. O zaman 1.  ilkeyle başlayalım . ''Bu gün yeni bir hayata başlayacağım '' diyin kendinizle ve hayatla oyun oynayın. Hayata kocaman gülümseyin. 


Mutlu ve çok güzel günlere...

Hiç yorum yok: