28 Aralık 2009 Pazartesi

Bir ordu neden dayağa doymaz?

Bugün olan bitenle ilgili kafanız mı karışık?

Gelin sizi yıllar öncesine bir götürelim. Hafızanızı tazeleyelim.

Tarih 19 Mart 2002, Ankara...

Amerikan Başkan Yardımcısı Dick Cheney 12 bölge ülkesini ziyaret ettikten sonra Ankara’ya geldi. Morali bozuktu. Zira Irak’ın işgali için umduğu desteği bulamamıştı.Hemen Köşk’e çıktı. Cumhurbaşkanı Sezer, tüm dünyaya söylediğini bir de ABD’ye söyledi: “uluslararası oydaşma ararım”.

Ardından Başbakanlığa geçti. Ecevit, “İşgale karşıyız” dedi. Sonra akşam yemeğinde, protokolde olmamasına karşın, ısrarla Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu ile görüştü. O da kesin bir dille tersledi... Cheney ertesi sabah yapacağı basın toplantısını iptal etti. Palas pandıras ABD’ye döndü.Sonra ne oldu? Hatırlayalım...

2 ay sonra...
4 Mayıs 2002 Başbakan Ecevit, “bağırsak rahatsızlığı” nedeniyle hastaneye kaldırıldı... Aylarca hastanede kaldı... Rahşan Ecevit onu adeta hastaneden kaçırmasa Başbakan ölüyordu.

2001 yılında “ekonomiyi kurtarmaya” ABD’den gelen Kemal Derviş, basının karşısına çıkıp “siyasal belirsizlik”ten bahsetti. Sonra...

Temmuz ayında Türkmen Kurultayı’nda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “3 Kasım’da erken seçim” dedi.
4 ay sonra...Türkiye sandığa gitti. Ve, AKP tek başına iktidara geldi.
ABD, Irak’ın işgali karşısında duran bir askeri siyasi heyeti birkaç ayda tasfiye etmişti.
1 Mart 2003’te tezkere reddedildiğinde ABD bir şok daha yaşadı. Ama o gün Washington’da görevli olanlar çok iyi bilir. Fatura sandalye üstünlüğü olan AKP’ye değil. MGK’da “tavsiye kararı almayan” askere çıktı.

Sonra ne oldu? Temelleri 2001 yılında atılan Ergenekon süreci başladı... ABD karşıtı tüm heyet içeri alındı.

O gün bugün askeri evire çevire dövüyorlar. Bu sözüm incitiyor mu?
İncitmesin...
Siz, “egemen bir devletin milli ordusu” değil de “rejim ordusu” olmaya devam ederseniz bu dayağa devam edecekler.
Bu arada, “bize karşı psikolojik harekât var” demeyi de anlayamıyorum. Psikolojik harekât asimetrik yapılıyor. Öyle mi... Peki, şu adımları atsanız... Sadece ikisini...
“Demokratik dönüşüm yaşayan Türkiye büyük sancılar çekiyor. TSK, bu sürece yapıcı katkı sunmak için, emir komuta zinciri içinde demokratik teamüllere aykırı olarak atılan tüm adımlara karşı, dünden bugüne geniş kapsamlı bir soruşturma başlatmıştır” dese...
Askeri savcılar, 12 Eylül’ü...
28 Şubat’ı...
E-Muhtıra’yı yapan heyetleri ifadeye çağırsa... Eldeki dokümanları açıklasa...Sonra da bir de çağrıda bulunsa, “Biz gereğini yapıyoruz... Ancak yetmez... Demokratik bir kültür inşası için tarihimizle hesaplaşacaksak. Ecevit suikastını da konuşmakta, araştırmakta fayda var...” dese...

Mesela Genelkurmay Başkanı bir kokteylde, ayaküstü, kendisine Fethullah Gülen’le ilgili sorulan bir soruya, “Bildiğim kadarıyla Türkiye’ye dönmesine hukuki bir engel yok. TSK olarak bir Türk vatandaşının Türkiye’ye özgürce seyahatinden neden rahatsız olalım?”dese... Ne olur? Bir fikriniz var mı?

“Psikolojik harekât”mış... Al sana psikolojik karşı taarruz...

Serdar AKİNAN-Akşam
28.12.2009

Hiç yorum yok: