11 Aralık 2009 Cuma

Demokrasi Demokratik Midir?

Önce söze demokrasinin tanımından başlayalım. Yunanca “Demos”(Halk) ve “Kratos” (İktidar) sözcüklerinden oluşan Demokrasi halkın iktidarı anlamına geliyor. Antik Yunan’da doğrudan demokrasi şeklinde ortaya çıkmıştır. Ama bugün kalabalık halk kitleleri doğrudan demokrasiyi imkânsızlaştırdığı için temsili demokrasi şeklinde uygulanmaktadır.

Şimdi başlığı Türk demokratik sisteminden açmaya başlayalım. Cumhuriyetin ilanından sonra hazırlanan bütün anayasalarda demokrasi ve onun vazgeçilmez parçası olan 1930’lara kadar Büyük Millet Meclisi adıyla anılan TBMM yer almıştır. Saltanattan kurtulmuş bir toplum için tam anlamıyla işleyen demokrasi bir lükstü. Büyük önder bunu görmüş olacaktı ki ilk meclis oluşturulurken iki dereceli bir seçim sistemi uyguladı. Yani mebusları halk seçti ama Mustafa Kemal’in seçtiği adaylar arasından.-İlk meclis seçilirken kadınların seçme ve seçilme hakkının olmadığını da vurgulamakta yarar var. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı 5 Aralık 1937’ta verilmiştir.-Daha sonra çıkarılan 1921 anayasasında da onu takip eden 1924, 1961 ve 1982 anayasasında da temsili demokrasi ve meclis sisteminden vazgeçilmemiştir. Bugün ki durum demokrasi anlamında epeyce yok alsak da bir önceki sayımda vurguladım noktalar da dikkate alınarak hala topal olduğumuzu söylemek abartı olmaz sanırım.

Peki bugün durum nasıldır? Türkiye anayasasının değiştirilemez ve hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan maddelerinde yer alan “demokratik, laik sosyal hukuk devleti” denilen demokratik devlet nasıl bir demokrasiyi benimsemiştir. Yukarıda da belirttiğim gibi bizde halkın egemenliğinin tezahür ettiği yer şüphesiz ki Türkiye Büyük Millet meclisidir. Nasıl oluşuyor bu meclis; -aslında ilk meclisin oluşmasından çok da farklı olmayarak - siyasi partilerin gösterdiği adaylar arasında milletvekillerimizi seçiyoruz J.Bağımsız bir aday seçsek dahi bağımsız kaldığı sürece sadece mecliste iktidar partisi tarafından seçilen tarafsız olduğunu kabul ettiğimiz öyle olduğunu umduğumuz meclis başkanı tarafından verilen belirli sürede kısaca konuşma yapıyor mecliste o kadar. Peki bağımsız bir milletvekili başbakan olabiliyor mu? Hayır! Çünkü Başbakanı atayan cumhurbaşkanı meclisten güvenoyu alabilecek birini başbakan atamalı ki hükümet meclisten güven oyu alıp hükümeti kurulabilsin.Peki kim oluyor bu güven oyu alacak olan başbakan.Tabi ki mecliste en fazla oyu olan siyasi partinin lideri.Peki bizim halkın iradesi ne oldu?Hani sistemim hava çıkışı olan ve seçtiği bağımsız aday ? Bizim halkın iradesi gösterilenler arasından seçim yapmaya zorlandığı için ve sistemin karmaşık yapısını da aslında çok fazla bilmediği için çarkta ezilip gitti.

Şimdi gelelim bağımsızlığına kati suretle inandığımız bir başka yöneticimize, devlet başkanımıza, cumhurbaşkanımıza. Şu son değişikliğe kadar cumhurbaşkanını meclis seçiyordu.(Değişiklik son cumhurbaşkanı seçiminde uygulanmadı,yeni anayasaya değişikleri yapılmadan da bir sonraki cumhurbaşkanına uygulanması bence imkansız.Uygulanırsa da çok tehlikeli.Burada bu konunun açıklanmasının ayrı bir yazı konusu olacağını belirtip paranteze bir son veriyorum. Peki bu nasıl oluyordu?Halkın seçmek zorunda olduğu milletvekilleri arasından bir meclis kuruluyor bu meclisteki milletvekilleri parti üyeliklerinin kendilerinin iradesini belirlediği bir oylamada başbakanı atamak,anayasa mahkemesine üye atamak,olağan üstü ve savaş zamanlarında Türk Silahlı Kuvvetlerini Baş komutan sıfatıyla yönlendirmek gibi stratejik görevlerle donatılan bir cumhurbaşkanı seçiyordu.

Peki bugün hükümeti denetlediğini denetleme yetkisinin olduğunu bildiğimiz meclisin(yasama erkinin) bu hal ve vaziyet halinde ne kadar tarafsız bir denetim yapabiliyordur? Kanaatinize…

Peki devletin en üst kademesinden biraz da bürokrasiye gelelim.Yürütmeyi (yürütme dediğimiz bakanlar kurulu ve cumhurbaşkanının oluşturduğu devlet sisteminin yasama , yürütme, yargı olan 3 erkinden biri) denetlediğine inandığımız bir başka erk olan yargıya. Türkiye Cumhuriyeti anayasasına göre Anayasa mahkemesinin üyelerini Cumhurbaşkanı seçer.Danıştay’ın üyelerinin dörtte birini yine cumhurbaşkanı seçer .Danıştay’ın geri kalan dörtte üç üyelerini ve Yargıtay’ın tüm üyelerini Hakimler Ve Savcılar Yüksek kurulu seçer. Peki bu Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun başkanı kimdir?Başbakanın hükümeti oluştururken seçtiği Adalet Bakanı.Hoppala… Yürütmeyi denetlediğine inandığımız yargı organlarının da aslında yürütme tarafından seçildiğini öğrendiğimizde ikinci bir şok daha yaşıyoruz .O zaman yargının da ne kadar yürütmeyi denetlediği kanaatinize….

Şimdi demokrasinin tanımına geri dönelim halkın kendi kendini yönetmesi,halkın iktidarı.Halk bu anlattığım süreçte ne kadar kendini yönetiyor?Yukarıda anlattığım demokratik sistem ne kadar demokratik?Demokratik sistem her zaman en iyi yol mudur?Bu da şahsımca kanaatinize bırakılan bir başka konu.

Hiç yorum yok: