3 Şubat 2010 Çarşamba

Feodal Siyaset ve Ordu


Bizler sınavlarla büyüyen bir nesil olduk ne yazık ki ve sınav sayısı ve zorluğunun her geçen gün arttığı bir ülkede,şüphesiz en önemli sınavların başında gelen Kamu Personeli Seçme Sınavına çalışan "sistem amelesi" bizlerin çözmek zorunda olduğumuz soruların başında da Anayasa-Vatandaşlık soruları geliyor.

Anayasa çalışırken,yasama konusunda "Milletvekili Seçilebilme Şartları" yazıyor.Şartların en dikkat çekicisi şüphesiz "en az ilkokul mezunu olmak" koşulu.8 yıllık zorunlu temel eğitim gözönüne alınırsa en az ilköğretim mezunu olmak diyebiliriz.

Milletin vekili olabilmek için böyle bir yeterlilik şartı aranmasının açıklanabilir tek gerekçesi, feodal düzenin bekçiliğini yapmak ve onu milletin mabedi olan meclise taşımaktır.

Bu feodal düzen ve onun silahsız bekçileri dün mecliste bir utanç tablosunun altına imza attılar.Askere,orduya küfretmenin "demokrat" olma kriteri sayıldığı bir dönemde genel başkanını peygamber zanneden feodal kafalılardan bahseden,sağlıktan yoksun eski sağlık bakanının "Peygamber gibi görünen Başbakan'ın eşini siz nasıl hastaneye(GATA) almazsınız" sözleri ortalığı birbirine katmaya fazlasıyla yetti.

Meclis tv ekranlarından klasik müzik görüntüleri eşliğinde yaşanan rezalet feodalitenin,kokuşmuşluğun,genel başkana biat eden "kul sürüsü"nün en güzel en ironik örneklerinden biriydi.

Kozmik planların tasfiyesiyle başlayıp,Emasya protokolüyle devam eden ve nihai hedef olarak Milli Güvenlik Siyaset Belgesine ulaşan uluslararası planlar,Gata'ya başörtüsüyle giremeyen Emine Erdoğan olayıyla nasıl bir sosa büründü artık siz düşünün.

Bu noktada bir kurmayın,"Bize asimetrik psikolojik savaş yürütüyorlar" diye ağlama duvarının önündeki yahudi misali sızlanması hiç ama hiç gerçekçi değil.Sizin yapmanız gereken 28 Şubatla başlayan halkla aranıza duvar örme işlemine bir son vermenizdir.

Hatırlanısınız paşam,28 şubatta Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde pkk'nın irticadan sonra 2.sıraya alındığını,insanların namaz kılıyor diye fişlendiğini,ordudan milliyetçi muhafazakar kadroların tasfiye edildiğini.

Eşref Bitlis suikastinden başlayıp 28 şubatla hız kazanan bu süreç ne yazık ki ve gördüğünüz gibi ülkenin yıllarca özenle hazırlanan onca planını çöpe atmasına yol açtı.Şimdi bölgesel oyuncu pozisyonunu kaybederek çekilen,Genelkurmay karargahına sıkışmış bir ordu profili var karşımızda.

Bugün demokrasi mücadelesi veriyoruz diyerek orduyu kum torbası zannedenler,Akp'yi 28 şubatın rövanşı olarak algılayanlar bilmelidirler ki,Akp 28 şubatın fiziken rövanşı fikren devamıdır.Sizler bu gerçeği göremedikçe dün Süleymaniye'de yaşananların yarın Ankara'da yaşanması mukadderdir.

Şu yüce Türk milletine elinizi bir uzatın,kaldırın duvarları.

Siz böyle yapmaya devam ettikçe bu milleti, "Çetelerin yapamadığını Tekel işçilerine yaptırıyorlar" diyecek kadar hak aramanın sadece GATA'ya başörtüsüyle girmek olduğunu zanneden bir başbakanın "şefkatli kolları"na itiyorsunuz.

Bu feodal siyasetin tahakkümü yüzünden yüce Türk ordusunun başına Ankara'da çuval geçirilmesin paşam!

Lütfen...

2 yorum:

Tuvana dedi ki...

Şu ara o kadar çok konuda o kadar sık tartışıyoruz ki seninle yazacağımız konularda benzemeye başladı sanırım :) aynı konu benimde kafamda vardı. Güzel yazı eline sağlık. Milletvekili olabilme şartları malesef böyle biz bir iş yerine girebilmek için yırtınırken, bir sürü mülakatlardan geçerken bence onlar için de benzeri yapılmalı. Elbette halkın temsilcisi oldukları için normal bir iş görüşmesi gibi olmaz ama genede hayalim onlarında belli seviyede olmaları. Belki bir gün olur. Ne dersin?

Adsız dedi ki...

ben sustuğumu söyledim bu yüzden,artık fikirlerimi kendimi zihnimde yoğurmayı tercih ediyorum:) ayrıca erken kalkar yol alır sayın tuvana,geç kaldın:)Facebook'da "milletvekilleri de kpss'ye girsin 70 alamayan köyüne dönsün" diye bir grup var.bir gün gerçekten milletiin vekilleri meclise girer,öncelikle şu siyasi partiler kanunundan başlamak lazım.