14 Temmuz 2010 Çarşamba

Srebrenitsa'ya iyi bakın

Serdar Akinan imzalı aşağıdaki yazı,tarafımdan 150-200 yıllık demokrasi mecaramızdaki önemli virajlardan biri sayılan referandumda evet demeyenleri linç etmek için "demokrasi" sopalarını hazırlayanlara ithaf olunur.

Umarım anlarlar.


1991 yılında Avrupa'nın göbeğinde bir iç savaş çıktı.
Yugoslavya olarak bilinen bir ülke dört yıl içinde kan gölüne döndü.
Yüzyıllardır yan yana huzur ve barış içinde yaşayan farklı etnik ve dini kökenden kardeşler birbirlerini boğazladı.
2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşen en büyük soykırım ise Srebrenitsa'da gerçekleşti.
11 Temmuz 1995'teki katliamı neden hatırlamalıyız?
Sırp General Ratko Mladiç komutasındaki 'Akrepler', BM 'korumasındaki'güvenli bölgede 8 bin 300 Boşnak'ı katletti... Cesetlerin kimlikleri tespit edilmesin diye cesetler parçalandı ve 64 ayrı toplu mezara gömüldü.
Çok değil daha 15 yıl önce işlenen bu soykırımın tescilli kışkırtıcısı Batı'dır.
Srebrenitsa Mezarlığı'nda bugün 4 bin 274 mezar var. Bu sayı kemikleri bulunan veya tespit edilenlerin ise yarısı.
Hollandalı askerlerin kılını kıpırdatmadığı bu katliamda silahsız kadınlar ve çocuklar parça parça edildi.
Şimdi bir durun ve neyi tartıştığımıza iyi bakın!
O iç savaş ne zaman çıktı?
1991'de... Beş yılda Yugoslavya diye bir ülke kalmadı. Sokaklardan oluk gibi kan aktı. Batı ise seyretti. Hesabı hala sorulamayan bu katliamın o toprağa bin yıllık bir nefretin tohumlarını nasıl ektiğini de ayrıca iyi görmek gerek.
Şimdi aynı kahpe tohumları bu ülke coğrafyasına eken kimdir?Elbette bu adamları artık tanıyoruz... Duvar yıkıldıktan sonra bu coğrafyada işgal edilen, kışkırtılıp bölünen, karıştırılan ülkelerde çalışanlar kimlerdir? Hep aynı 'açık' vakıflar, aynı 'liberaller', aynı 'demokrasi mücahitleri'...O isimler kan dökülmeye, kardeş kerdeşi boğazlamaya başladığı vakit tarihin ıssız sayfalarında kaybolup giderken geriye ise böyle Srebrenitsa gibi toplu mezarlar, içi kurumuş kemik dolu sıra sıra tabutlar kalır. O tabutların başında ise ağlayanlar aynı topraklarda yıllarca yan yana yaşayan insanların gözüyaşlı, acılı, nefret yüklü yakınlarıdır...
Getirdikleri demokrasi bu gözü yaşlıların ırzına geçmiştir. Soyları köledir. Batı demokrasisinin kulları arasına katılmışlardır. İşte böyle günlerde gidip o toplu mezarlara ağlarlar, ağıtlar yakarlar...
O günlerde yanlarında duran, güzel gelecekten, demokrasiden, insan haklarından bahseden liberallerden, 'Batı'lı gözlemcilerden bir teki yanlarında mıdır?
Bakın o sıra sıra tabutlara tek bir samimi Batılı var mıdır?
Ağlayanlar kimdir? O Srebrenitsa fotoğrafına iyi bakın!...
Bizim Srebrenitsa'larımızı tezgahlayanlar bugün vitrindedir...
Yarın silahlar sustuğunda ve tüten dumanlar dindiğinde bizler ya o mezarlarda veya mezarların başında olacağız...
Bu 'demokrasi' havarileri nerede olacak?
Srebrenitsa 15 yıl önceydi... Huzur dolu Yugoslavya'da bir bölge...
O fotoğrafa iyi bakın...
Artık yok.

Serdar Akinan

Akşam gazetesi
12/7/2010

Hiç yorum yok: