19 Haziran 2008 Perşembe

SANAL DÜNYA

Bugün yine sıradan bir gün, Daha doğrusu bize öyle geliyor. Gene kalkacağız kahvaltı yapacağız işi olanlar işine gidecek işi olmayanlar ise ya televizyon izleyecek ya da oturacak bilgisayarın başında Akşam olana kadar.
Yine boşa gidecek onca vakit çünkü televizyona bir göz attığınızda doğru dürüst faydalanacağımız programlar ne yazık ki yok denecek kadar az. yeni dizilerin gerçek hayatla bir bağlantısı var mıdır? Bu ne yazık ki yeni neslimizin kafasını çok kurcalıyor. Hepsinde ya sihirli olaylar var ya da şiddet olayları. Eskiden kara murat vardı, saraylardan atlar yüzlerce askere karşı tek başına savaşırdı yeri geldi mi kılıçlı askerlere karşı eli boş dövüşürdü bazen de yaya gerek kalmadan elleriyle ok fırlatır 3 askeri devirirdi. Eskiden köy filmleri vardı köyde çatışma olur tek kurşunlu tüfekle bazen yedi kurşun atardı tüfeğini doldurmadan ama olsun yinede oraya dahi iki jandarma gider suçluları kelepçeleyip köy meydanından geçirirdi. Ama şimdi roketler patlıyor şehir göbeğinde saatler süren çatışmalar oluyor ama soran yok. Şimdi buna teknoloji ile birlikte hayal gücü de daha çok gelişti mi diyelim? Yoksa mübalağa sanatına daha çok mu ilgi duyulmaya başlandı?

Ya bilgisayar başında oturanlar ne yapacak. Bir insan sabahtan akşama kadar sizce bilgisayar başında ne yapar. Haberleri okusa 1 saat sürsün köşe yazılarını okuduğu yazarlar olsa oda 2 saat olsun oldu 3 saat ama bazıları sabah internet kafe ye giriyor ne yazık ki öğlen yemeğine bile çıkma fırsatı bulamıyor. Bende bunu çok düşündüm. Elde ettiğim sonuçlara göre ya sohbet sitelerine giriyor ya da oyun oynuyor akşam olana kadar. Bende bunu işin uzmanı sayılabilecek birisine sordum acaba bir kişi neden sabahtan akşama kadar sohbet sitelerine girerde gerçek hayatta sohbet etmek varken neden sanal alemde sohbet eder? Aldığım cevap ise; “Orada kendine sahte bir güven duyuyor onlar gerçek hayatta söyleyemediği şeyleri sanal alemde söyleyebiliyor. Gerçek hayatta ifade edemediği duygularını sanal alemde ifade ediyor.” Dedi ama yinede merakım dinmedi sohbet sitelerine girme gereği duydum bu konu için onlarca sohbet sitesine girdim. Tabii ki araştırmak için girip çıkmak yetmiyor. Acaba gerçek hayatta ifade edemeyip burada ifade ettikleri duygular neler derken baktım ki orda kullandıkları nick’lerin çoğu aynı, aynı derken biri örneğin by_.. İken diğeri byn_... Yani birbirlerine bağlı olduklarını çıktıkları birinin olduğunu fark ettirmek için bu yolu denemişler. Birbirlerine aşkım, canım, diye hitap ediyorlar. Hâlbuki biri Mersin de diğeri Edirne de belki birbirlerini kameradan ya görmüşlerdir, ya da görme gereği bile duymamışlardır. Tek amaçları ise sadece seni seviyorum, aşkım, canım gibi gerçek hayatta söyleyemedikleri sözleri söylemek. Ama gördüğüm sadece bununla sınırlı kalsa neyse maalesef bazı sohbet siteleri hakikaten ahlaki çöküntü içine sürüklenmiş. Bir kere yaklaşık 50 odalı bir sohbet sitesine girdim her odada 3–5 bazılarında 15–20 kişi vardı başka bir odasına girdim, girişte 18 yaşından küçükler giremez yazıyordu. Bide şifreliydi gerekli şifreniz diye de altına 3 rakamlı bir sayı yazılmıştı neyse kararlıyım bu işi öğrenmeye mecburen girdim girdim de ne göreyim 100–150 kişi var bu odada bazı bayanlar cam açmış soyunuyor erkekler aynı şekilde birbirlerine laf atıyorlar. Ne yazık ki söyleyecek söz bulamadım girişim ve çıkışım bir oldu. Oralara gelenlerin hemen hemen hepsi genç, en verimli yıllarını boşa harcadıklarının ne yazık ki farkında bile değiller.

Ama gerçektende birçok sitede çok güzel dostluklar edindim sitelerden ayrılmama rağmen halen msn üzerinden yazıştıklarım var. Ben hiç sohbet sitelerine ya da oyun salonlarına girmem demem çünkü yeri geldi mi sohbet ederiz yeri geldi mi oyun oynarız. Ama bu tabii ki sınırlı bir dilim içinde olmalı.

UNUTMAYIN Kİ BOŞ VAKİT YOKTUR, BOŞA GİDEN VAKİT VARDIR…

Hiç yorum yok: