18 Eylül 2011 Pazar

MİT-PKK

Pkk'nın tarihsel arka planı eğer yazıldığı gibiyse, bunu not ederek başlamakta fayda var: Pkk, devlet tarafından  Kürt hareketleri kontrol etmek amacıyla kurulan taşeron bir örgütken, 1980 darbesiyle daha da derinlerde plan kuran bazı merkezlerin güdümünde bugünlere siyasallaşarak Güneydoğuda yükselen bir güç haline gelmiştir.

 Batının ortadoğu üzerindeki yeni planları ışığında örgüt lideri 1999'da Türkiye'ye teslim edilmesinde 1.Körfez kriziyle Irak'ın kuzeyinde oluşturulan bölgede Kürt devleti için güvenli bir alan oluşturulmasının hesabı öncelikli hedefti. Bu hedefin tamamen gerçekleştirilememesinde Kürt devletinin yapısal sorunlarının yanında, batının arap baharı projesinde düşürülmesi gerekli kaleleri düşürmek için şehirde çarpışabilecek milis kuvvetlere ihtiyaç duyduğu gerçeğidir.

'90'ların sonu ve 2000'li yılların başında köşeyen sıkışan pkk bugün yeniden işlevselleşmiş, pkk'nın kolu pjak hedefteki fiili iran operasyonunun kilit taşlarından biri haline gelmiştir.

Oyunu, dengeleri iyi gören/gözeten Türkiye'nin Dışişlerinin komşularla sıfır problem ekseninde son yıllarda geliştirdiği politikalar, düşman ülkelerle çevrili klasik soğuk savaş doktrini kokan pozisyonundan kayması iyiye bir işaretken, arap baharıyla birlikte eski pozisyonunun bile gerisine düşmesi anlayamadığımız bir reel politiğin gereğiyse bunun sonuçları neler olacaktır analiz etmekte ve anlamakta zorlanıyorum.

Arap baharının bir kürt baharına dönüşmemesi için çabalayan devletin, bölgesel planlar ışığında pkk ile masaya oturması elbette doğrudur ve yerinde bir hamledir. Bu hamlenin nasıl ve ne yönde olduğu içeriği de mutlaka tartışılmalıdır. İnternet üzerinden "ergenekon ses kayıtları" gibi servis edilen ve 50 dakikaya yakın süren kayıtları dinlerken, devlet adına temsilci olanların temsil ettikleri makama yakışmayacak ölçüde silik bir profil çizdiklerini görmenin utancını taşımaktayım. Sayın, önderlik makamı gibi devletin onurunu ayaklar altına alan bir ağzın devlet görevlilerine yakışmadığını, şartlar ne olursa olsun barışın size silah çeken insanların hoşuna gidecek sıfatları, cümleleri sıralamaktan geçmediği anlamak için Mit'te çalışmaya gerek yok olmadığını düşünüyorum. Daha vahim olanı pkk adına masada oturanların sanki devlet kendileri de karşılarındakiler örgüt mensubuymuş gibi bir hava içerisinde konuşmalarıdır. Ama unutulmamalıdır ki bu yol bizatihi açılmamıştır. '99'da ölüm korkusuyla yaşayan terörist başının bugün söylemlerinin dikkate alınması ve olmazsa olmaz bir şart gibi liste başında yer alması bir devlet zaafiyetinin sonucudur.

Devlet pazarlık eder ama kimin kendine denk geleceğini bilerek. İşte siz İmralıyı kendinize eşitleyen ağızlarla/zihinlerle o masaya oturursanız, telaviv'deki birileri de sizin büyükelçinizi alçak koltuklara oturtur.

Şimdi gidin uzanın ve düşünün, bugün pazar ne de olsa.

1 yorum:

emrah dedi ki...

"50 dakikaya yakın süren kayıtları dinlerken, devlet adına temsilci olanların temsil ettikleri makama yakışmayacak ölçüde silik bir profil çizdiklerini görmenin utancını taşımaktayım. "

buna kesinlikle katılıyorum.