4 Şubat 2008 Pazartesi

ABD'de KRİZ BİZ'de TUSUNAMİ

LÜTFEN OKUYUN!!!!

ERHAN GÖKSEL'in 31 Ocak 2008'deki MİLLİ GAZETE'de EBUBEKİR GÜLÜM ile RÖPORTAJI-II

Ülkenin bankalarının yüzde 50’si, sigorta şirketlerinin yüzde 70’i satılmış durumda. Abdullatif Şener’in bana şahsi olarak söylediği bir söz var: Bir ülkeye verilen kredilerin yüzde 70’ini yabancılar veriyorsa o ülkede bağımsızlıktan söz edilemez. Bugün yabancı sermayeyi Türkiye’yi ele geçirmiş durumda. İşin tehlikeli yanı bu. Türk halkının gelecek 20 yılı ipotek altında. Tüketici kredileri, kredi kartları ve bireysel kredilerin toplamı 75,4 milyar dolar. Bu çok vahim. Bu ülkede çocuklarımız ileride yabancılara uşaklık yapma noktasına geleceklerdir.
ABD’deki kriz, Türkiye’de tsunami gibi hissedilir
Gelelim Türkiye’yi ilgilendiren bölüme. Ülkemiz, olası bir krizden nasıl etkilenecek?
ABD ve dünyadaki küresel ekonomide bir kriz dalgası olursa Türkiye’ye bu tsunami olarak yansır. Çünkü bu ülke üretmiyor. Dünyada kriz olurken, Türkiye’de olması belki kabul edilebilir bir şey. Ama biz de, daha büyük olursa dengeleri değiştirir. Siyasi yapıya kadar her şeyi etkiler. Bunun olmamasını sağlayacak bir tek güç var dünyada, ABD. ABD siyasi olarak Türkiye’deki krizi önlemeye yönelik hareket ederse, bunu önler.
Peki, ABD bunu niçin yapacak?
İran konusu dâhil, Irak hatta Kürt meselesi dâhil. Kuzey Irak’taki Kürt devletinin önünü açarsa, rezervlerini kaldırarak. İran konusunda ABD ile ittifak içine girerse, İran’ı vurduğunda koalisyon içine girerse. Bu AKP iktidarı için zor da CHP ve MHP iktidarı için kolay mı?
Bir laf vardır: ABD nezle olursa Türkiye zatürre olur diye. Çok acıdır. Öyle bir sürece gidiliyor.
Tek çıkışı ise, planlansaydı üretimdi. Maalesef Türkiye hala üretmiyor. Yılbaşından bu yana İMKB satışlardan 13 milyar dolar değer kaybetti. Borsadaki hisse rakamlarından hesaplarsanız, şirketlerin değeri 55 milyar dolar küçüldü.
2001’den daha tehlikeli
Çıkabilecek kriz, 2001’dekine göre nasıl olur?
2008’deki kriz 2001’dekinden daha tehlikelidir. 2001 krizi ekonomisi kırılgan olan Türkiye’de siyasi belirsizlikten kırılmıştı. Makro ekonomik kararlar her zaman siyasidir. Ama bir yere kadar. Yani siyasi hatalardan, yumruk yediğinizde yere düşersiniz. Ekonomik olarak yediğiniz darbeden nakavt olursunuz. Bu sefer ki krizin ekonomik bir nakavt ile gelme ihtimali var. İnşallah olmaz.
Sürekli Türkiye ekonomisi sağlam ve istikrar var deniliyor?
31 Aralık 2005 Mart’ında Türk özel sektörünün borcu; 27 milyar dolardı. 31 Aralık 2007’de, bu borç 142 milyar dolara yükseldi. Özel sektör bugün yurtdışından kredi alıyor, ipotek veriyor. Şartnameye uymadan bir tane taksidini aksatsın, 24 saatte anahtarlarını verir.
Eğer Türkiye 2001’deki gibi bir kriz yaşarsa, Türk burjuvazisinin yüzde 70’i anahtarlarını yabancılara verir.
Devletin durumu nasıl?
1990’lı yıllardan gelen kötü bir ekonomi var. Ama aradaki Refahyol iktidarının ekonomi politikaları farkını gösteriyor. Eğer o politikalar, devam etseydi Türkiye bu kadar büyük bir borç yükü altına girmezdi. Bugün Türkiye’nin iç borcu 230 milyar doları, dış borcu da 200 milyar doları geçmiştir. Toplam borç, 450 milyar dolara yaklaşmış. Bu rakam, ülkenin bütün bir yıl boyunca yaptığı her türlü üretimi kapsayan GSMH’sini bile tutmuyor. Böyle bir ekonomi dünyada yok, bir tek Türkiye’de var. Birisi çıkıp da, bizim 450 milyar dolar borcumuz var ama ABD’nin 2,5 trilyon dolar demesin. Çünkü ABD’nin ekonomisi, 10 trilyon dolar. Ayrıca, ABD kâğıt basıyor. 0,03 cente 100 dolar basıyor. Karşılığında da üretim olduğu için çok değer kaybetmiyor. Adam sıkıştıkça kâğıt basıyor.
Türk halkının 20 yılı ipotekli
Birçok kuruluş özelleştirildi. Yabancı ortaklara satıldı. Bunlar ne olacak?
Ülkenin bankalarının yüzde 50’si, sigorta şirketlerinin yüzde 70’i satılmış durumda. Abdullatif Şener’in bana şahsi olarak söylediği bir söz var: Bir ülkeye verilen kredilerin yüzde 70’ini yabancılar veriyorsa o ülkede bağımsızlıktan söz edilemez. Bugün yabancı sermayeyi Türkiye’yi ele geçirmiş durumda. İşin tehlikeli yanı bu. Türk halkının gelecek 20 yılı ipotek altında. Tüketici kredileri, kredi kartları ve bireysel kredilerin toplamı 75,4 milyar dolar. Bu çok vahim. Bu ülkede çocuklarımız ileride yabancılara uşaklık yapma noktasına geleceklerdir. Çok acı.
Diğer ülkelerde, özelleştirme yapılmıyor mu?
Almanya, Hollanda yeni bir kanun çıkarttılar. Stratejik şirketlerin satışını izne tabi hale getirdiler. Bu dünyada yeni bir şey. Çin petrol şirketi olan Cnooc, en yüksek teklifi vererek ABD’de Unicon’ı satın almaya kalktı. Escon Mobil’den 1.5 milyar dolar fazla verdi. Senato müdahale etti. Ulusal menfaatlere aykırı olduğu için veto etti. Geçen sene Pepsi Cola, Danone’yi almaya kalktı. Anlaşma yapıldı. Fransız hükümeti, AB referandumunda hayır çıkmasının da etkisiyle tarım kesiminin baskısı sonucu tarımsal ürünleri stratejik bularak satışı iptal etti. Satılamadı. Ama biz yediğimiz, içtiğimiz hayat bağlarımızı satıyoruz.
Şu anda ülkemizde ne kadar yabancı para var?
Türkiye’de şu anda bulunan sıcak para, 100 milyar doların üzerinde. Borsanın da yaklaşık 83 milyar doları yabancı. Bu paranın yaklaşık 40 milyar doları gidicidir. Kalanı, en büyük kriz çıksa da gitmez. Kârının temettüsünü alıyor hisselerden. Herkesin atladığı şey bu. Kriz çıktı, TÜPRAŞ kârda rekor kırdı. Yüzde 16,7’si meşhur şaibeli satıştan sonra Offer ailesini elinde. 2006 yılında 58 trilyon lira temettü aldılar. Geçen sene ne aldılar bilmiyorum. Bono ve borsadan, Eylül 2007’den beri 4 milyar, Ocak 2008’tan beri yaklaşık 7 milyar dolar çıktı. Fakat Türkiye’yi terk etmedi. Bankalarda, döviz olarak duruyor. Türkiye’yi terk etmesi internetten 5 saniyedir. Yabancılar, 2003 Ocak’ından 2006 Aralık’a kadar 57 milyar dolar kar transferi yaptılar. Ayrıca Türkiye’de 500 büyük şirketin yüzde 51’inden fazlası yabancıların olan, 147 şirket bulunuyor. Bu 147 şirket, 500 büyük şirketin üçte birinden daha aza tekabül ediyor. Kârının yüzde 37’sini alıyor. Bugün Türkiye ekonomisi küresel sermayenin denetimi altındadır ve onların piyonu haline gelmiştir. Hükümet de, eli mahkûm olduğu için buna garanti vermiştir.
Devlete satmak kârlı
Özel sektör borç içinde dediniz. Onların durumu nasıl?
Türk burjuvazisi de kendisinden bekleneni yapmıyor. Zaten siyasetçiden, daha acz içinde. Yani Türk burjuvazisi, bugün şirketlerini 1 YTL’ye satıyorsa, yarın 3 YTL’ye satmanın peşinde. Bu iktidara, destek oradan geliyor. Koç gibi, birkaç şirket dışında hiçbirisi hesap yapmıyor. Bizim Türk burjuvazisi için en kârlı yol, devlete çok kâğıt satmak.
Koç niye farklı?
Çünkü Koç Holding yatırım yapıyor. Ben burjuvaziyi hiç sevmem. İnanarak söylüyorum. Tek ayırdığım Koç ailesidir.
Diğerleri nasıl?
Türkiye’nin en büyük ailelerinden Sabancı ailesi bütün kuruluşlarını sattı. 10 yıldır borç satıyor. Akbank, 10 yıldır Türkiye’de en çok vergi veren şirkettir. İkinci en çok vergi ödeyen Arçelik ile arasında 10 kat fark vardır. Bu Arçelik’in vergiyi az verdiğinden değil, öbürü kâğıt üstünde sermayeden kazandığı için. Bossa, Lassa her şeyi sattı. Devlete kâğıt satmaktan daha güzeli var mı?
AKP, seçimleri öne alacak
Temel belirleyici etken şu anda sadece dış politika mı?
Eğer, ABD İran’ı vurursa Türkiye yanar. Çünkü İran’ın çevresindeki en önemli ülke Türkiye’dir. Ticaret ve siyaset dışında, ABD’nin İran’a ambargo uygulamak için Türkiye’ye ihtiyacı vardır. Türkiye’deki rejimin üzerine oynar. ABD, İran’ı işgal etmeyecektir, vuracaktır. Bunun için BM kararı da zaten çıkaramaz. Geçen Hürmüz Boğazı’nda yaşanan hadise o. Eğer, Ahmedinejad geri çekilmeseydi, vur emri verilmişti, savaş çıkaracaklardı. Bu küresel dalgalanmaya Türkiye hazırlıksız olduğu için, çok az zaman kaldığı için Türkiye’nin çok ağır bir krize gireceğini, Türkiye’deki siyasi yapıyı kökünden değiştireceğine inanıyorum. AKP’nin iktidarı da küresel krize bağlı. Devreyi tamamlamayabilir. AKP bu sonbahara kalmadan kriz öncesi yerel seçimleri öne alacaktır. Eğer kriz erken gelir ve yaz aylarında başlarsa yapamaz. Seçimi o zaman öne alamaz

Hiç yorum yok: