20 Ocak 2009 Salı

Süper Vali

"Siz Türklerin en sevdiğim özelliği ne biliyor musun ? Çabuk unutuyorsunuz ! "

Bu sözler Vali filminde geçiyor. Bu sözle şok olsamda yalan değildi. Yapılan şeyler çabuk unutuluyor, gündem çabuk değişiyor,acıları çabuk siliyoruz...

Vali filmi gerçekten izlenmeye değer.Hele Denizlili biri olarak Recep Yazıcıoğlu'nu sinemada izlemek hüzünlüydü. Bu ülkede fazla çalışmayacaksın, uğraşmayacaksın, yapılana göz yumacaksın.Yok böyle birşey.Valimiz böyle biri olmadığı için öldü.Gerçi hiçbir kanıt bulunamasada herkese biliyor niye olduğunu.Filmdeki olaylar senaryo gereği olsada yaşanan şeylere güzel atıflarda bulunulmuş.Film sonunda içimde o kadar şey döndü ki lanet ediyosun sisteme, iyilerin böyle olmasına.Sadece Recep Yazıcıoğlu değil ki bu şekilde ölen çok insan var.Hep Atatürk gibi birini gelip ülkeyi kurtarmasını bekler bazıları Recep Yazıcıoğlu bunun için şöyle diyor:

"Bizler hiçbir şeyden şüphe duymuyoruz. Üretici olamıyoruz. Bizler sadece bekliyoruz. Vali tebdili kıyafet giysin Denizli'yi kurtarsın. Başbakan Türkiye'yi kurtarsın. Böyle bir şey yok. Kurtarıcı halktır. Halkın örgütlü gücüdür, halkın katılımıdır. Problemler bu şekilde çözülür. Ama biz hep kurtarıcı, kurtar bizi ana, kurtar bizi baba gibi yetişme tarzımızdan kaynaklanan beleşçi bir yaklaşım içindeyiz. Bu nedenle bizden dinamik bir yapı, dinamik, özgür, üretken beyinler çıkmıyor .."

Yazıcıoğlu'nun sözlerini de dinlemek gerek.İşte Recep Yazıcıoğlu:

  • Bizim yetişme tarzımızda, eğitim sistemimizde yasakçı bir anlayışı var. Tartışma, sorgulama, araştırma ve eleştiri yok. Ezilmiş, bozulmuş, yasaklanmış, kalıplara sokulmuş, siyah beyaz dediğimiz mutlak doğrularla yatıp kalkan bir kültür, eğitim sistemimiz var. Biz halk olarak mutlak doğrulara teslim olmuşuz. Halbuki ne sosyal alanda, ne teknik alanda mutlak doğru yoktur. (Neden Çağdaş Uygarlık Düzeyine Ulaşamdık diye soran çocuğa ölmeden önceki son röportajından)
  • Herkes sisteme teslim, yeniden yapılanma için eylem yok. Halkın talebi yok. Halkımız duyarsız, ilgisiz. Çarkıfelek'e, Sibel Can'a gösterdiği ilgiyi değişime göstermiyor. Siyasi iktidar bindiği dalı neden kessin? Duyarsız yığınlar kendi varlığının farkına varmadı, çünkü örgütlenemedi. Bana sorarsanız millet sınıfta kaldı. Halkımız korkuyor çünkü ana dayağı, baba dayağı, polis dayağı, asker dayağı ile halkımızı korkutuyoruz. Bu kadar dayaktan sonra duyarsız oluyor. O kadar ki; kendisine zararlı olan yiyecek ve içecekleri söylüyoruz adam anlamıyor. Beyaz ekmek yeme, beyaz ekmek demek nişasta demek, tansiyon, kolesterol demektir diye anlatıyoruz, adam yine gidip beyaz ekmek alıyor. Boyalı içecek içme diyoruz, tabii içecek, ayran iç diyoruz adam anlamıyor. İçki, sigara tüketimi ve kumar oynamada dünyada dördüncüsüyüz. Bu muazzam halktan ne beklenir!"
  • Türkiye'de Genel Müdürlükler kendi kozasını örmüş devlet içinde birer dükalıktır. Bunların bir bayrakları eksik. Bunlara bir de bayrak verilirse dükalık oldukları açıkça görülecektir. Fakat, Allah'tan kanunlar engel olduğundan bunu yapamıyorlar.
  • "Bu iş devletin işi. Biz hizmet makamıyız, naz makamı değil."
  • "Denizli Tekelistana dönmüş. Her köşe başında bir Tekel bayii var”
  • “Artık bundan sonra cafe ve benzeri yerler İngilizce isim kullanmayacak, yani ‘cafe’ değil ‘kahve’ yazılacak” (Bir Hafta Sonra Öldü)
  • "Bizim toplum söyleniyor ama söylemiyor. "
  • "Devletin kutsalı olmaz. Kutsal olan insandır, millettir, duygudur. Üç-beş kişinin biraraya gelip kurduğu yönetim organizasyonunun adı olan devletin nesi kutsal."
  • "Bizde demokrasi talebi yok; bu yüzden de antidemokrat adamlar istedikleri gibi at koşturuyorlar."
  • "Atçalı Kel Mahmut 1826"da hademe olarak çalıştığı valiliği basar ve kendini vali ilan eder. Buna ilk demokrasi girişimi deniliyor. İşte ilk demokrasi girişimi böyle olursa, bugünün demokrasisi de böyle olur...
  • Kendi çıkarlarını korumak isteyenler önce "sistem elden gidiyor, rejim tehlikede" derler.
  • "Ülkenin dirliği" hep, menfaatlere çalışıyor. Kim bu ülkenin dirliğini savunanlar, bir düşünmek gerekiyor.
  • Sistem ya da rejim halkı içine çekerek güçlendirilir. Askerdeki Kürt çavuşlara bir bakın bakalım nasıl da çakı gibi askerlik yapıyorlar. Doğu halkı sistemin içine çekilip sorumluluk verilseydi bugün doğu sorunu olmazdı.
  • "Ben öyle aman aman şeyler söylemiyorum. Söylediklerim 5 yıllık kalkınma planlarında yazan, hükumet programlarında yeralan, Meclis'ten geçmiş ama hayata geçememiş konular. Karnımdan değil yürekten konuşuyorum"
  • Mezar taşına şunu yazdırmayı düşünüyor;"Hür, demokrat, adam gibi bir ülkede yaşayamadan gitti".
  • Devlet kademesinde yükselmenin üç yolu olduğunu vurgulayarak, Valilik abartılmamalı. Her görev önemlidir. Önemli olan geldiğin konumun yükseklik derecesi değil, yaptığın iş ne olursa olsun onun en iyisini yapmaktır. Ben de işimi yapmaya çalışıyorum.
  • İnsanlar devlet kademelerinde nasıl yükselir diye sorulursa, ya hak ederek, ya sürünerek ya da yaltaklanarak yükselirler. Bu gibi pek çok yöntem vardır. Ben hak ederek geldiğime inanıyorum.
  • "Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar"
  • "Gidemediğimiz yer bizim değildir"
Seni saygıyla anıyoruz...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

herkesin uzun uzun düşünüp kafa yorması gereken bir yazı olmuş.

Adsız dedi ki...

saygıyla anarken sayın yazıcıoğlunu,bu ülkenin beyinlerini kısır çekişmelere, ayak oyunlarına heba eden bu anlayışın bir an önce değişmesi dileğiyle.laiklik dincilik milliyetçilik sopasıyla milleti hizzaya getirmeye çalışan gerçek çetelerin örümcek gibi her tarafı saran bu pis ilişki ağlarından bir an önce kurtulmak dileğiyle.bir an önce aydınlanmak,renklerden,sloganlardan,simgelerden arınmış ve en az bi o kadar da çoğulculuğun,katılımcı demokrasinin yerleştiği bi sistemin yeşermesi dileğiyle.

Tuvana dedi ki...

Sayın Orpen,
Gerçekten Valimiz farklı ve önemli biriydi.Denizli için uğraşırken kaybetmek gerçekten bizim için üzücü bir olay.Sadece Denizli değil aslında onun amacı ülkemizi değiştirip ilerletmekti.

Sayın Adsız,
Onun hayallerine, hedeflerine birgün ulaşmak dileğiyle.

Adsız dedi ki...

slm arkadaslar,bende sayin Yazicioglu'nu saygiyla aniyorum.gercekten essiz bir valiymis.bazi yerlerde filmin basarisiz oldugunu yazsalarda ben tam tersi cok basarili bir film oldugunu dusunuyorum.cunku esi benzeri bulunmayan ulkemizdeki ACI gercekleri acik bir sekilde ortaya koymus!Filmin sonunda yuregim kabardi,icim doldu tasti sanki,bagirmak,haykirmak istedim..bizim memleketimiz neden bu hale gelmisti?neden bu kadar disariya bagimli?ve batili olmaya merakli insanlarla dolu?bu kadar maddi ve manevi degeri olan bir ulkeyi goz gore gore ve hatta bagira bagira peskes cekiyorlar?bu kadar degerli insanlarin olmesine neden izin veriyorlar???ben yurtdisinda yasiyorum,ulkemin havasina,suyuna,insanlarina,sicakligina…vs.hasret yasiyorum.ama hasretiyle yandigim bu ulke sanki elimizden yavas yavas kayiyor?yani bitmeyen birsuru NEDEN?NEDEN?NEDEN?film ekibini tebrik ediyor,ozellikle oyunculari,basarilarinin devamini diliyorum.Allah'a emanet olun.....